1 Nisan 2015 Çarşamba

The Giver

The Giver ( IMDB : 6,5 )


Son zamanlarda kitap uyarlaması olmayan bir filmle karşılaşmak neredeyse imkansız oldu. Ve yine kitap uyarlaması olan bir film, The Giver. Türkçe’ye Seçilmiş olarak çevrilmiş film. Baş rollerinde Brenton Thwaites, Jeff Bridges ve Merly Streep var. Bir bilim kurgu filmi. Daha öncesinde benzerlerine sıkça rastladığımız bu filmin kitabı 1993 yılında Lois Lowry tarafından yazılmış ve arkasından aralıklarla yazıp 2012 yılında tamamlayarak 4 kitaplık bir seri oluşturmuş yazar. Seneler önce yazılan bir kitabın keşfedilip filme çevrilmesinin bu kadar geç olması, filmin en büyük talihsizliği sanırım. 5-6 sene önce fark edilseydi belki bekleneni karşılayabilirdi. Zira şu dönemlerde distopya hikayeleri fazlasıyla var.

Filmde kaos sonrası düzeni tamamen değişmiş bir dünya var. Amaç, geçmiş yıllardan, tarihten bihaber nesiller yetiştirmek. Bunun için oluşturulmuş “Yaşlılar” denen bir topluluk var. Ve yeryüzünden her türlü farklılığı tanımlayabilecek bütün sıfatları kaldırmışlar. Oluşturulan bu yeni dünya hem renkler hemde duygular açısından tamamen siyah beyaz. Çocukluk dönemini tamamlayan gençlere yine bu topluluk tarafından geri kalan hayatlarında yapacakları görevler dağıtılıyor. Ve bu dönemde de gençler içinden sadece birine verilen anı toplayıcısı görevi Jonas’a veriliyor. Ve ona yol gösteren aktarıcı sayesinde her şeyin çok başka olduğunu öğreniyor.


Başta filmin siyah beyaz hali biraz beni sıksa da sonradan konuya alışmış olduğumdan belki de değişik geldi. Filmin dışına çıkıp biraz kapsamlı düşünüldüğünde konunun aslında Adem peygamberin cennetten kovulmasına ne kadar benzediğini fark edeceksiniz. Hatta teker teker karakterleri eşleştirmek bile mümkün bu olayda. Bunu fark edebileceğiniz sahne ise yukarıdaki fotoğrafta da Jonas’ın elinde tuttuğu ve film esnasında da bariz bir şekilde gözümüze sokulan elma sahnesi.
Divergent filmini izleyenler için aralarındaki benzerlikten dolayı başlarda sıkıcı gelebilir film. Aynı sene içinde daha geç vizyona girmenin azizliğini yaşıyor film diyelim. Ve son olarak, “Hayattan rengi alın, geri neyi kalır ki?” sloganının daha fazla yakışacağı bir film olmadığını da ekliyor, puanım 7,0 diyerek noktayı koyuyorum. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder