Walt Disney İftiharla Sunar!

Walt Disney’in 2015 - 2017 Sezonu

Walt Disney stüdyolarından çıkan çoğu filme bayılıyordur herkes eminim. Çocukluk yıllarımızda belki de çoğumuz sinemayı ilk o filmlerden biri ile tanımışızdır. Benim ilkim The Lion King’di. 1995 yılında Türkiye’de vizyona girmiş film, tam olarak hangi sene gittiğimi hatırlayamasam da film hala benim için adeta büyülü.

Edge of Tomorrow

Edge of Tomorrow ( IMDB : 7,9 )

2014 Mayıs ayında büyük beklentilerle vizyona giren, 2004 yılında yayımlanan Hiroshi Sakurazaka’nın All You Need Is Kill kitabından uyarlanan bilim kurgu, aksiyon filmi. 

Hikayesi şöyle, Mimic’ler adı verilen uzaylıların dünyayı ele geçirmek için yaptıkları saldırıların ardından Avrupa'nın büyük bir kısmı işgal edilmiştir. Tüm dünya ülkeleri bu uzaylılara karşı birleşirler. Ancak onların ne hızına ne de gücüne erişmek mümkün değildir. 

Up in the Air

Up in the Air ( IMDB : 7,5 )

Baş rollerinde George Clooney, Vera Farmiga ve Anna Kendrick’in olduğu 2009 yapımı bir dram filmi Up in the Air. Walter Kirn’in aynı isimli romanından uyarlanmış. Her ne kadar filmin çekildiği yıllarda Amerika’da meydana gelen krizden etkilenip böyle bir film yazıldığı düşünülse de uyarlanan kitap 2002 yılında basıldığı için aslında bir başka kriz dönemini anlatıyor film. 

The Breakfast Club

The Breakfast Club ( IMDB : 7,9 )

30 yılını doldurmuş ve hala beğeniyle izlenen bir filmde sıra; The Breakfast Club. Her yaşta, defalarca izlenebilecek bir film olsa da lise çağlarında izlemenin ayrı bir tadı olsa gerek. Çünkü filmde bulunan karakterlerle daha yakın bir bağ kurmak, onlarda kendini bulmak daha farklı olur sanırım.

Tarih 24 Mart 1984 Cumartesi. Chicago Shermer Lisesi’nden 5 öğrenci aldıkları ceza yüzünden bütün günlerini lisenin kütüphanesinde geçirmek zorunda kalırlar. Suçlu John Bender, atlet Andrew Clark, beyin Brian Johnson, akıl hastası Allison Reynolds ve prenses Claire Standish.

Up!

Up! ( IMDB : 8,3 ) 

Disney Pixar stüdyolarından çıkıp da kötü olan animasyon filmi yoktur hiç. Oyuncak Hikayesi, Arabalar, Ratatuy, İnanılmaz Aile. Hepsi güzel evet ama bir tanesi hepsinden mükemmel. Oda işte bu film; Up, Türkçe’siyle Yukarı Bak. Animasyon filmlerinin sadece çocuklar için olduğunu düşünenlere ders veren nitelikte hem büyük hem çocuk filmi olan ve her kesimden insanın ders alabileceği, izlerken mutlu olabileceği, hatta hüzünlenip ağlayabileceği bir film.

İlk on dakikasında size bütün duyguları yaşatıp, on dakika sonunda ağlatabilen ve geriye kalan sürede heyecanlandıran, güldüren, kısacası mutlu eden bir film.

Anna Karenina

Anna Karenina ( IMDB : 6,6 )

“Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”

Tolstoy’un 1870′lerin sonlarında basılan ve bir klasik olan romanından uyarlanan 2012 yapımı bir film. Romanı ve aynı zamanda filmi kısaca şöyle anlatabilirim;

1870'lerin Rusya'sında, toplumun üst sınıfına ait kişiler arasında yaşanan birbirinden bağımsız iki aşk hikayesi anlatılıyor. Olaylar Moskova'da, Petersburg'da ve asilzadelerin yazlık malikanelerinde geçiyor. Dürüst bir evliliğin mutluluğu ile yasak bir ilişkinin düş kırıklıkları karşılaştırılıyor; sadakat, tutku, kıskançlık gibi temalar işleniyor; bir yandan da o dönemde Rusya’da kadınların durumu, eğitim reformu gibi konular dile getiriliyor.

(500) Days of Summer

(500) Days of Summer ( IMDB : 7,8 ) 

“This is not a love story, this is a story about love.”

Adına baktığında romantik komedi gibi görünen ve diğer filmlerde olduğu gibi ütopik bir aşkı anlattığını düşündüren bir film. Ama değil. Aksine fazlasıyla gerçekçi bir film. Summer’a ilk görüşte aşık olan Tom’un gözünden, aşka inanmayan Summer’la geçirdiği 500 günün özetini izliyoruz bir nevi.

Sherlock - S01E03

Sherlock ( IMDB : 9,3 )

S01E03 : The Great Game ( IMDB : 9,1 )

Vay canına.. Şimdiye kadar sadece üç bölüm Sherlock izledim yani bir sezon diyelim. Bu sezon ki en iyi bölümdü bu bölüm. En iyiydi. Süperdi, muhteşemdi. Daha nasıl anlatılır bilmiyorum. Şöyle söyleyebilirim, normal 45 dakikalık dizilerde izlediğimiz bir sezonluk olayların bir bölümlük versiyonuydu. Hatta birde şöyle anlatayım, izlediğimiz ilk iki bölümdeki olayların iki katının gerçekleştiğini düşünün. Açıkçası birbirine bağlamakta zorlandım desem yeridir. Bu bununla mı ilgiliydi, yok bu başka bir olay mıydı derken en sonunda hepsi açığa kavuşuyor, ama bitmiyor, yüreğinizi ağzınızda bırakıp sezon finali yapıyor.

Skhizein - Kısa Film

Skhizein

2008 yapımı, Jérémy Clapin’in yazıp yönettiği Fransız kısa animasyon filmi. Dönemindeki çoğu film festivallerinde en iyi animasyon kısa film seçilmiş bir yapım. 

“Ben her zaman burada değildim. Normaldim. O olaydan önce orada olurdum, kanepenin üstünde. Burada, boşlukta, olmam gereken yerden 91 santimetre uzakta olmazdım. Hepsi o şey yüzünden oldu. 150 tonluk bir meteor. Bir işaret bırakacağı kesindi. 91 santimetre… Şimdi tam 91 santimetre uzaktayım, kendimden.“

The Book Thief

The Book Thief ( IMDB : 7,6 )

Yine kitabını okumadan izlediğim bir film. Sabredemedim, bekleyemedim kitabı okuduktan sonra filmi izleyecektim ama yine olmadı işte. Markus Zusak’ın aynı adlı romanından uyarlanan 2013 yapımı film. Aslında savaş filmi olarak görünse de büyük savaş sahneleri izlemiyoruz filmde. Sadece savaşın o ağır etkileri gösteriliyor bize. Geride kalanların, kaybedenlerin neler yaşadıklarını anlatıyor bir nevi.

My Sister’s Keeper

My Sister’s Keeper ( IMDB : 7,4 )

Jodi Picoult tarafından yazılmış olan  My Sister’s Keeper kitabından aynı isimle uyarlanan 2009 yapımı film. İnsanı kim haklı kim haksız arada bırakacak bir dram filmi. 

Kız Kardeşim İçin ismiyle basılan kitabın ve Kız Kardeşimin Hikayesi ismiyle Türkçe’ye çevrilen filmin konusu ise şöyle; Anna, on üç yaşına dek bir sürü ameliyat geçirmiş ve iğne vurulmuştur. Ancak Anna hasta değildir. Lösemi hastası olan ablası Kate’in kurtulabilmesi için laboratuvarda genleri özel olarak ayarlanan ve bu şekilde dünyaya gelen Anna, ailesi tarafından Kate’e ilik verebilmesi için dünyaya getirilmiştir aslında.

Memento

Memento ( IMDB : 8,5 )

İşte bu film hakkında ne konuşacağımı, nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Şöyle gireyim; onca film izledim şimdiye kadar ama içlerinde hiçbir şey anlamadığım tek filmdir Memento. Anlamamak aslında şöyle, olayı anlıyorsun ama o kadar mükemmel ötesi bir kurgusu var ki hiçbir şekilde fikir yürütüp de meseleyi çözemiyorsun.

Love, Rosie

Love, Rosie ( IMDB : 7,2 )

Uzun zamandır böyle içten, böyle sıcak bir film izlememiştim sanırım, özlemişim. Love, Rosie’de çocukluklarından beri arkadaş olan Rosie ve Alex’in hayatlarından 12 yıllık dilimi izliyoruz. Cecelia Ahern’in Where Rainbows End adlı kitabından uyarlanmış bu film. Peki yazarı nereden tanıyoruz? Efsane P.S. I Love You’dan. 2007 yapımı filminin üstünden 8 yıl geçmesine rağmen hala kategorisinde en sevilenler arasındadır. Arkasından gelen bu filmde bence yabana atılmayacak güzellikte.

The Best of Me

The Best of Me ( IMDB : 6,6 ) 

Puanına aldanmayıp, bu tarz filmler genelde sevilmediğinden düşük puanlı olduğunu düşünerek izlemeye karar verdiğim bu filme ayırdığım zaman için üzüldüm resmen. Çok sert bir giriş oldu galiba, baştan alıyorum. Nicholas Sparks’ın yazdığı The Best of Me kitabından uyarlanan yönetmenliğini Michael Hoffman’ın yaptığı 2014 yapımı bir aşk filmi. Yazarın diğer 3 eseri olan The Notebook, Dear John ve Safe Haven’ın uyarlama filmlerini izlemiştim. Zaten The Notebook’u izlemeyen yoktur herhalde. Ama onların bundan bir farkı vardı. 

Sherlock - S01E02

Sherlock ( IMDB : 9,3 )

S01E02 : The Blind Banker ( IMDB : 8,1 )

Sherlock’a kaldığımız yerden devam... Birinci sezon ikinci bölümün ismi The Blind Banker ‘Kör Bankacı’. Bu seferki Sherlock macerası, Sherlock’un arkadaşlarından birinin çalıştığı bankada gizli, girilmesi mümkün olmayan bir odaya girilmesi üzerine arkadaşının Sherlock’tan yardım istemesi ile başlıyor. Bu gizli odada bulunan tablonun üzerineyse giren kişi tarafından bir işaret bırakılıyor. Bu olayın üzerinden çok geçmiyor ve banka çalışanlarından biri evinde ölü bulunuyor. Başta intihar gibi görünen bu olayın aslında cinayet olduğu Sherlock’un gözünden kaçmıyor.

Pitch Perfect 2 Geliyor!!!

  

Ve bir haber daha... Pitch Perfect izleyenlere, sevenlere! 2012 yılında ilki yayınlanan film beğenilmeiş ve devam filmi çekilmiş. 02.05.15'te Amerika'da vizyona girecek olan Pitch Perfect 2 ne yazık ki ülkemiz sinema salonlarında gösterilmeyecek. En azından şimdilik böyle bir ihtimal görünmüyor. Zaten ilk filmde sinemalarda gösterilmemişti. DVD satın alarak veya malum ortamlardan edinerek izlenebilecek bu filmi ben kaçırmayın derim. Çünkü tanıtımına bakılırsa ilkinden daha büyük şovlar bizi bekliyor gibi görünüyor.                  

Pitch Perfect

Pitch Perfect ( IMDB : 7,3 )

2012 yapımı biraz komedi, biraz romantik, bolca müzik içeren bu filmden bahsedeyim biraz. Kadrosunda Anna Kendrick’in var olduğunu görünce izlemeye karar verdiğim bu filmi kaçırmadığım için çok mutluyum. İçinde müzik olan filmleri sevenlerinde bu filme bayılacağını düşünüyorum. 

Glee dizisini hemen hemen herkes biliyordur. İzlemese de duymuştur en azından. Şöyle hayal edin. Glee’de karakterler lise öğrencisiydi. Bu filmde ise biraz daha büyümüşler ve üniversite döneminde gençlerimiz.

Sherlock - S01E01

Sherlock ( IMDB : 9,3 )

Şu ana kadar izlediğim dizilerle ilgili bir şeyler yazmamıştım hiç. O kısma girersem işin içinden çıkamam diye düşündüm hep. Ancak dizi olarak yayınlanan fakat süre açısından benzerlerinden ayrılan ve film tadında olan, ayrıca sezonluk 3 bölüm olarak yayınlanan BBC’nin bu dizisini yazmazsam olmazdı.

Dedektif hikayelerini sevenlerden misiniz? O zaman benim gibi yeni başlayanlara gelsin; Sherlock!

Into The Woods

Into The Woods ( IMDB : 6,1 )

Les Miserables’tan sonra izlediğim en müzikal olan film ama beklentimin de bir o kadar altında kalmış bir film. Birazcık filmin konusundan bahsedeyim; bildiğimiz Kırmızı Başlıklı Kız, Rapunzel, Sindirella masallarındaki kahramanların hepsi Sihirli Orman’da karşımıza çıkıyor. Cadı tarafından lanetlenen fırıncı ve eşinin çocuk sahibi olabilmek için atılacakları maceraya bu masal karakterleri de katılıyor. Ancak film bildiğimiz masallardaki mutlu sonla bitmiyor. Mutlu sondan sonra karakterlerimizin her birinin başına ormanda türlü türlü olaylar geliyor.

Safe Haven

Safe Haven ( IMDB : 6,7 )

Dram, romantik ve polisiye kategorisinde olan bu güzel filmde sıra. Josh Duhamel ve Julianne Hough’un baş rollerinde oynadığı, afişine bakıldığında romantik diyebileceğimiz ama aslında daha fazlası olan bir film. Sıradan bir konu biraz değişik bir biçimde anlatılmış ve bu şekilde izleyiciyi farklı yerlerde ters köşe yapılmış.

The Giver

The Giver ( IMDB : 6,5 )

Son zamanlarda kitap uyarlaması olmayan bir filmle karşılaşmak neredeyse imkansız oldu. Ve yine kitap uyarlaması olan bir film, The Giver. Türkçe’ye Seçilmiş olarak çevrilmiş film. Baş rollerinde Brenton Thwaites, Jeff Bridges ve Merly Streep var. Bir bilim kurgu filmi. Daha öncesinde benzerlerine sıkça rastladığımız bu filmin kitabı 1993 yılında Lois Lowry tarafından yazılmış ve arkasından aralıklarla yazıp 2012 yılında tamamlayarak 4 kitaplık bir seri oluşturmuş yazar. Seneler önce yazılan bir kitabın keşfedilip filme çevrilmesinin bu kadar geç olması, filmin en büyük talihsizliği sanırım. 5-6 sene önce fark edilseydi belki bekleneni karşılayabilirdi. Zira şu dönemlerde distopya hikayeleri fazlasıyla var.