24 Haziran 2015 Çarşamba

The King’s Speech

The King’s Speech ( IMDB : 8,1 )
Bir filmde ne kadar büyük oyuncu olursa olsun, filmin konusu eğer güzel değilse, onlar bile kurtaramaz filmi genelde. Bu filmde anlatılan konu oldukça durağan ve filmin tamamı aynı seyirde ilerliyor ama tabi bu anlatılan olay kötü demek değil. Olay şu, o kadar çok usta oyuncu var ki filmde durağan, ritimsiz olan bu konuyu heyecanlı hale getirmişler ve sizi de olaya dahil etmeyi başarmışlar. Bu oyuncular Colin Firth, Elena Bonham Carter ve Geoffrey Rush. 

Bir dönem filmi The King’s Speech. İngiliz Kraliyet ailesinden V. George’un ölümünden sonra  Edward kral olmak için ilk sıradadır ancak Wallis ile evlenmek istediğinden tahtını kardeşi Albert Frederick Arthur George'a yani VI. George’a devreder. Yeni kral ise aslında kral olmak istememektedir. Çünkü büyük bir engeli vardır, kekemelik. Her halka hitabında büyük zorluklar yaşayan yeni kral artık bu durumla başa çıkmak zorundadır. Bu sorununu çözmesinde ise Avustralyalı konuşma terapisti Lionel Logue en büyük yardımcısı olur.
Yayınlandığı dönemi adeta kasıp kavurmuş bir film, The King’s Speech. 83. Akademi Ödüllerinde tam 12 dalda aday olarak gösterilmiş ve En iyi film, En iyi yönetmen, En iyi erkek oyuncu ile En iyi özgün senaryo ödüllerini almıştır. Yani 2010 yılının en önemli filmlerinden biridir. Yaratılan atmosferle, müzikleriyle, kostümleriyle de dönemin havasını yaşatmayı başarmıştır. Oyuncular ise her biri tek tek alkışlanmalıdır. Colin Firth’in kekeme rolündeki başarısını bence kelimeler anlatmaya yetmez. Helena Bonham Carter’ı ise normal bir rolde izlemek çok zevkli. Geoffrey Rush’ın o kendine özgü oyunculuğu, mimikleri rolünü bu kadar güzel bir hale getirebilmesindeki en önemli etken. 
Sanırım biyografi filmlerinin aşığı oldum ben, çünkü izlediğim her yeni biyografi filminde biraz daha büyüleniyorum. Puanım 8,0.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder