6 Haziran 2015 Cumartesi

The Great Gatsby

The Great Gatsby ( IMDB : 7,3 )
Ah aşk, sen nelere kadirsin…  F. Scott Fitzgerald tarafından 1920′li yıllarda yazılmış aynı isimli romandan uyarlanan Leonardo DiCaprio’lu, Carey Mulligan’lı bir aşk filmidir. Film 2 sene önce ortalığı kasıp kavurdu adeta. Ancak fazla rağbet gören ve abartılan şeylerden genelde soğuduğumdan bu filme de elim ancak 2 sene sonra gidebildi. İşte başlıyoruz… 

Nick Carraway’in sesinden dinlediğimiz bir hikaye aslında The Great Gatsby, aynı zamanda bu hikayenin yazarı kendisi ve aynı zamanda da kahramanlarından biri. 1920′li yıllarda New York’a taşınan Nick çokta varlıklı değildir ve taşındığı mütevazı evinde yeni komşusu gizemli milyoner Jay Gatsby’dir. Güzeller güzeli kuzeni Daisy Buchanan adanın karşı tarafında milyoner olan kocası  Thomas Buchanan ile oturmaktadır. Nick adanın en görkemli partilerinin verildiği Gatsby’nin evine bir hafta sonu gerçekleşecek parti için davetiye alır. Onca kalabalığın içinde tek davetiye alan kişi Nick’tir ve o zamana kadar hiç kimse Jay Gatsby’i görmemiştir. Onunla tanıştıktan sonra bütün gerçekler ortaya çıkar ve herkesin hayatı bu gerçeklerden etkilenir.
Mr. Gatsby ile ilgili bambaşka bir hikaye beklerken sonsuz aşık bir adamla karşılaşmak açıkçası şaşırttı beni. Aşkına karşı o çırpınan hallerini izlemek acayip keyifliydi. Aşığının o arada kalmış halleri ve sonlara doğru takındığı tavır, sürekli hadi kızım bırak gitsin dedirtti. Sonlara yaklaştıkça ilerleyen sahneleri tahmin etmek zor olmasa da yine de güzel filmdi. Herkesin hala dilinden düşüremediği o şık kıyafetler, mükemmel partiler, zenginliğin en şaşalı hali, türlü entrikalar filmin bu kadar görkemli olmasını sağlayan unsurlar. Dönemine ait olmayan ancak filmle bir o kadar uyum sağlayan müzikler filmi alıp bambaşka bir noktaya çekmiş.  86. Akademi Ödüllerinde en iyi yapım tasarımı ve en iyi kostüm tasarımı olmak üzere iki dalda aday olup iki oscarı da kazandı. 
Bazı sahnelerde görselliği o kadar gerçekçi bulmasam da genele vurduğumuzda süresine de bağlı olarak izlenebilir, eğlenceli ve romantik bir film olmuş. O sene DiCaprio için mükemmel bir seneymiş dersek yanlış olmaz herhalde. The Wolf of Wall Street ile aynı yılın sonlarına doğru tekrar ortalığı çılgına çevirdi. Sanırım bu filmden sonra sıra onda. Puanım 7,0. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder