10 Aralık 2015 Perşembe

The Man from U.N.C.L.E.

The Man from U.N.C.L.E. ( IMDB : 7,4 )
Yılın gözde filmlerinden birinde sıra. Benim dikkatimi ‘David Beckham’da filmde oynuyormuş’ diye duyduğumda çeken bu film meğer 1964-1968 yılları arasında aynı isimle yayımlanan bir dizinin günümüz versiyonuymuş. Hikaye yine 60′lı yılların hikayesi ve aksiyonlu bir macera-komedi filmi, The Man from U.N.C.L.E.  

1960′lı yıllarda, 2. Dünya Savaşı döneminde geçiyor film. Almanya’da Berlin duvarının yapıldığı dönemde başlıyor. Rusya ve Amerika arasında o zamanlarda süre gelen çekişmeye bir CIA ajanı, Solo, ve bir KGB ajanı, Kuryakin, bir şekilde dahil oluyor. Birbirlerinin peşinde olduğunu zannederken bir anda ortak olan bu ikiliye Alman bir bilim adamının kızı Gaby’de dahil oluyor. Dünyanın felaketin eşiğinden dönmesi için bu üçlü bir iş birliği içine giriyor.
Bana kalırsa tanıtımlarında vadettiği aksiyon, beklentinin altında kalmış. Çok daha zekice tasarlanmış sahneler beklerken bir sonraki adımın kolayca tahmin edilebileceği sahneler oldukça fazla. Henry Cavill ve Armie Hammer’ın karizmasına diyecek yok ki oynadıkları rollere de fazlasıyla yakışmışlar. Ancak üçüncü ajanı oynayan Alicia Vikander için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Benim için dramda kendine has bir etkileyiciliği olan ve sadece gözleriyle bile oynayan  Vikander, bu rol için fazla durgun kalmış, enerjisi eksik bir hali var. Tüm bunların dışında filmin bu kadar beğenilmesinin ve benim içinde puanının yüksek olmasının tek sebebi sanırım müzikleri. Mükemmel bir soundtrack yapmışlar film için ve sahnelere göre çok güzel ayarlamışlar hepsini. Ritme kaptırıyorsunuz kendinizi resmen. Benim gözümde bir diğer artı da film boyunca sadece İngilizce değil, Rusça, Almanca, İtalyanca’nın da kullanılmasıydı. Dillerin filme kattığı hava bir başka güzeldi.
Klasik bir ajan filminin çokta ötesine geçemese de müzikleriyle gönlümü fetheden The Man from U.N.C.L.E.’ın gişe başarısına bakılırsa ikincisinin çekilip çekilmeyeceği muamma ancak çekilirse eğer yolları İstanbul’a düşecek gibi görünüyor, e o zaman bizim içinde izlemek şart olur. Puanım, 7,0.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder