22 Mayıs 2015 Cuma

Whiplash

Whiplash ( IMDB : 8,6 ) 
Her sahnesinde baş rol oyuncusunun var olduğu muhteşem bir dram ve müzik filmi sayılsa da bence bir gerilim filmidir de aslında Whiplash. Sahneler akarken kendimi sıktığımı fark ettiğim an filmin ne kadar müthiş olduğunu anladım zaten. Çünkü aslında çoktan beni içine çekmişti film. Her sahnesine, müziğine, oyunculuklarına hayran kaldım. Ve keşke Akademi Ödülleri’nde Birdman yerine en iyi film ödülünü alsaymış diye bile geçirdim içimden.

Çocukken bateri çalmaya başlayan Andrew, asosyal bir çocuktur ve onun için her şey bateriden ibarettir. Bateride her şey ne kadar iyi giderse, hayatta o kadar yolunda gider Andrew için. En iyi müzik okullarından biri olan  Shcarffer Konservatuarı'na başlar. Ve her boş zamanında antreman yapar. Konservatuarın en iyilerinin bulunduğu Fletcher Andrew’ün sınıfı Studio Band’e seçilir. Öğrencilerinin kapasitelerinden fazlasını yapmaları için acımasız yöntemlerle zorlayan Fletcher, Andrew’u da fazlasıyla zorlar. Bir süre sonra Andrew’un yaşadıkları psikolojik bir savaşa dönüşür. 
J. K. Simmons’u ilk defa izledim sanırım bu filmde. Ve ancak bu kadar psikopat olunabilir bence. Ve asosyal bir davul aşığı ancak bu kadar güzel canlandırılabilir, Miles Teller. Sanat yönetmenine koca bir alkış, renklerin bu mükemmel uyumu için. Müzikleri yapanlara zaten diyecek söz bulamıyorum, son sahnede adeta büyülendim ve bittiğinde “Bayıldım, bayıldım, harikaydı ya..” diye sayıklarken buldum kendimi. Son sahnesine kadar şaşırmacaları bitmeyen bu film için elim defalarca 8 ve 9 arasında gitti puanlarken. Yine vermeye kıyamadım o 9′u ama gerçekten çok kıyısında. Mutlaka izleyin. Puanım 8,0.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder