26 Aralık 2017 Salı

The Glass Castle

The Glass Castle ( IMDB : 7,2 )
Bir filmi izlerken kafamda kurduğum hikayeden çok farklı, bambaşka bir hikayeyle karşılaşınca nedense çok mutlu oluyorum. Belki film benim için o an çok yabancı, üzerine düşünülmemiş olduğundan böyle hissediyorumdur. Bu filmi izlememde de en büyük sebep Brie Larson’dı ve filmin konusu aklımda çok farklıydı. Hikayenin sizi bambaşka yerlere götüreceği, bambaşka hislerle baş başa bırakacağı yeni bir biyografi filmi, The Glass Castle.    

Jeanette Walls, günümüz başarılı gazetecilerinden. Ancak kendisinin de kaçtığı, herkesten sakladığı bir geçmişe sahip. Rex ve Rose Mary Walls, toplum kurallarına karşı koyarak dört çocuğunu büyütmeye çalışan ebeveynlerdir. Rex, mükemmel bir hayal gücüne sahiptir ancak çoğu zaman sarhoş dolaşır. Rose Mary ise ressamdır ve çocuklarının bakımını üstlenmek istemeyen bir annedir. Kendi başlarına büyümeye çalışan dört çocukla gezgin hayatı yaşamaya bu aile, paraları bitince mecburen yerleşik hayata geçmek zorunda kalır. Çocuklar artık büyümüştür. Çoğu şeyin farkına varan gençler, anne ve babalarının üstlenmediği sorumlulukları kendileri yerine getirmek zorunda kalırlar. Rex ise çocukların bu isteklerine engel olmak için elinden geleni yapar.
Sinirlenmek için öyle çok sebep veriyor ki film size ama yine de kızamıyor, sinirlenemiyorsunuz. Sorumsuz ebeveynlerin çocuklarına yaptıklarını görünce onlara öfkeleniyorsunuz ama ailenin her üyesinin birbirine karşı duyduğu sonsuz sevgiyi gördüğünüzde en azından bir aradalar diyerek yine yelkenleri suya indiriyorsunuz. 127 dakika boyunca aynı dalgalanmayı sürdürüyor film. Bir kısmında günümüz hikayesini, bir kısmında çocukluk, bir kısmında da gençlik hikayesini anlatıyor film Jeanette’in ve onunla birlikte ailenin. Olmaz olsun böyle ebeveyn, böyle baba deseniz de, sevgi her şeyden üstün geliyor. Ve mükemmel bir baba-kız ilişkisi izlettiriyor size.
Brie Larson’da yetişkin rolü bana göre biraz eğreti durmuş olsa da, eşiyle uyumunu pek beğenmesem de yine gençlik ve çocukluk bölümleri için, babanın çocuklarıyla kurduğu hayaller için sevdim diyebilirim bu filmi. Puanım, 7,0.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder