The Lovely Bones

The Lovely Bones ( IMDB : 6,7 )

Zamanlama olarak, konu itibariyle ‘cuk’ tabiri vardır ya, aynen o şekil yerine oturdu diyebilirim. Çocuk istismarıyla ülkemizin dört köşesi yanıp kavrulurken ve bununla ilgili yetkililerden kimse kılını kıpırdatmaz hatta üstünü örterken, bizlerde oturduğumuz yerde olan bitene ve tüm bu duyarsızlığa köpürüp duruyoruz. Ama başımıza gelmediği için belki de kılımızı kıpırdatmıyoruz. İşte tüm bu gördüklerimiz, duyduklarımız içine birazda fantastik öğeler katılmış hali ile perdeye aktarılmış, The Lovely Bones, Cennetimden Bakarken.   

Dünyanın En Güzel Kokusu

Dünyanın En Güzel Kokusu ( IMDB : 5,1 )

‘Her güzel şeyin bir sonu vardır!’ cümlesini yüzüme tokat gibi çarpan bir filmde sıra. Uzun zamandır, kendi içinde değerlendirildiğinde, beklentilerimin hep üzerinde çıkan, çoğuna güzel dediğim Türk filmlerindeki seriye bu filmde koyu bir nokta koymuş oldum maalesef. Çok klasik bir aşk hikayesini, birbirinden bu derece uyumsuz karakterlerle işleyebilmek de büyük beceri belki ama ben izledim siz izlemeyin diye bu filmi yazıyorum, Dünyanın En Güzel Kokusu.   

Everest

Everest ( IMDB : 7,1 )

Bu soğuk, karlı kış günlerinde sizi biraz daha kara boğmak, soğukla dondurmak istiyorum. En sevdiğim tür olan biyografi filmlerinden biriyle devam ediyorum ve sizi dünyanın en büyük, en yüksek sıra dağlarından en yükseğinin zirvesine, dünyanın en yüksek zirvesine doğru bir maceraya çıkarıyorum, Everest.  

Fantastic Beasts and Where to Find Them

Fantastic Beasts and Where to Find Them ( IMDB : 7,8 )

Harry Potter hayranlarının yada onların tabiriyle ‘PotterHead’ lerin çılgınlar gibi beklediği film sonunda yaklaşık bir ay kadar önce vizyona girdi. Büyük umutlarla gidenler için belki bir hayal kırıklığı belki de yeni maceraların kapısını açan filmin çok farklı yorumlar aldığı aşikar. Ortalama bir Harry Potter izleyicisi olarak elbette benim de fikirlerim var. İşte herkesin merakla beklediği film,  Fantastic Beasts and Where to Find Them, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?.   

İftarlık Gazoz

İftarlık Gazoz ( IMDB : 7,6 )

2016′nın başlarında vizyona giren bu filmi ne kadar sinemada izlemek istesem de bir türlü fırsat yaratamamıştım. Sonrasında da hep önüme çıkmasına rağmen bir türlü izlemeye elim varmamıştı. Ama sonunda buluştuk. Konusunu üstten bildiğimi zannettiğim film aslında çok farklı şeyleri anlatıyormuş. Tamamen komedi zannettiğim filmin yarısı meğer ağır bir drammış. İşte yine güzel bir Türk filmi, İftarlık Gazoz, İngilizcesiyle, 61 Days.   

İkimizin Yerine

İkimizin Yerine ( IMDB : 6,0 )

Türk filmleri içinde son zamanlarda merakla beklenen ve gösterime girdiği andan itibaren ortalığı kasıp kavuran bu filmle ilgili söylenebilecek en önemli şey belki de bir aşk hikayesinden çok daha fazlası olduğu. Güçlü kadrosu ve rüşdünü ispat eden isimleriyle, ismini son zamanlarda sıkça duyduğumuz film, İkimizin Yerine.   

Nadide Hayat

Nadide Hayat ( IMDB : 6,5 )

Bu aralar Türk filmlerinde kendi açımdan en verimli zamanları geçiriyorum diyebilirim. Arka arkaya gelen, merakla beklediğim yeni filmlerin yanı sıra, yine yeni sayılabilecek filmlerde de, beklentim düşük olmasına rağmen ‘Türk Filmleri’ çerçevesinde iyi filmlerle karşılaşmam benim için büyük sürpriz oldu. Bahsedeceğim filmin bu kategoriye girmesinin en önemli sebebi belki Çağan Irmak filmi olması belki de Demet Akbağ, Yekin Dikinciler gibi şahane oyuncuların kadroda bulunması olabilir. Her neyse, biz iyisi mi ender bulunan bu güzel Türk filminin tadını çıkaralım, Nadide Hayat.   

Equals

Equals ( IMDB : 6,1 )

Herkesin kendine ait özel zevkleri vardır. Benimki de distopya hikayeleri. Belki geleceğin nasıl olacağını hiç bilmediğimden yada belki de şu an yaşayabildiğimiz her şeyin güzelliğini böyle filmlerde bir kez daha anlayabildiğimden. Daha önce benzerini izlediğim distopya hikayelerinin her birinden izler barındıran, kendi hikayesini yaratmaya çalışsa da özgün olamayan bir film, Equals.  

Uzaklarda Arama

Uzaklarda Arama ( IMDB : 4,7 )

Hevesimi hep kursağımda bırakan Türk filmlerini, umudumu kaybetmemeye çalışarak izlemeye devam ediyorum. Yabancı filmlerin yanında Türk filmlerinin sayısı az kalsa da tatmin etme açısından bakınca daha fazla olmaması gayet güzel. Genele bakıldığında ortalamanın üstünde kalan, ağırlıklı dram ama konusu itibariyle eğlence ve komedi de içeren, Türkan Şoray’ın yönetmenliğini yaptığı bir film, Uzaklarda Arama. 

Colonia

Colonia ( IMDB : 7,1 )

Bazı filmler vardır, üzerinden günler geçse bile etkisinden çıkamazsınız. Hele birde kendi yaşadıklarınızdan benzerlikler görüyorsanız filmde, belki seneler geçse bile üstünden filmin etkisi sizde değişmez. Şili’de 1973 yılında gerçekleşen Pinochet askeri darbesinin, genç bir çiftin hayatını nasıl değiştirdiğini konu alan, beklentilerin üzerinde etkileyiciliğe sahip bir film, Colonia.   

The Nice Guys

The Nice Guys ( IMDB : 7,5 )

İtiraf edin! Bu adamları seviyoruz. Hemde ikisini birden. Russell Crowe, Ryan Gosling. Bu ikili daha önce bir filmde bir araya geldi mi hatırlamıyorum. Ama gelmedilerse de iyi ki bu proje gerçekleşmiş ve iyi ki bir araya gelmişler. Her ne kadar klişeleşmiş bir hikayeyi anlatsa da, gülmenize sebep olan ve bir şekilde kendini izlettiren, bol atlamalı zıplamalı, adam öldürmeli, güldürmeli bir film, The Nice Guys.   

Demolition

Demolition ( IMDB : 7,1 )

Durağan filmleri, 100 dakika olmasına rağmen, sevebileceğinizi kanıtlayan, hatta ve hatta bu filmlerin başucu filmi bile olabileceğini gösteren, alışılmış Amerikan dramalarından biridir diye düşünürken tümüyle onlardan sıyrılan ve nedenini anlayamadığım bir şekilde yorumlarda yerden yere vurulan ama bunu asla hak etmeyen bir film, Demolition.   

Comet

Comet ( IMDB : 6,7 )

“This is not a dream!” diyerek başlayıp, bizim daha filmin sonunda aklımızı karıştırmayı başaran ve bir süre neyin ne zaman olduğunu, hangisinin önce gerçekleştiğini düşünmemize sebep olan yani paralel evrende ileri geri gidip gelen, belki ancak yarısından sonra her olayı yerli yerine oturtabileceğiniz, alışılmışın hem dışında hem de ta kendisi bir film, Comet.   

The Divergent Series : Allegiant

The Divergent Series : Allegiant ( IMDB : 5,8 )

Divergent serisinin devam filmi olarak karşımıza çıkan, geçen sene vizyona giren son film Insurgent ile hikayeyi yarıda bırakan ve bu film ile kaldığı yerden devam eden, yine aynı kadroyla, alıştığımız karakterleri tamda bıraktığımız yerden izlemeye devam ettiğimiz ve belki de en çokta bu yönünü sevdiğim bir film geliyor şimdi; Allegiant, Yandaş.   

All Roads Lead to Rome

All Roads Lead to Rome ( IMDB : 4,8 )

90 dakikalık kısa bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Hem de İtalya / Roma manzaralı! İtiraf ediyorum; tesadüfen denk geldiğim bu filmi izleme sebebim sadece İtalya’da geçiyor oluşuydu. Ve beni bir gram bile pişman etmedi bu konuda. Sex and The City’den tanıdığımız Sarah Jessica Parker’ın baş rolde olduğu manzaraya doyuran bir film, All Roads Lead to Rome, Roma’da Aşk Başkadır.   

Deadpool

Deadpool ( IMDB : 8,1 )

İzlediğiniz süper kahraman filmlerinin dışına çıkmayı, onların kusurlarıyla, eksikleriyle dalga geçmeyi hedefleyen, bunu yaparken de küfrün dozunu bana göre fazlaca kaçıran, daha az küfür içerse izlerken katıla katıla gülebileceğiniz bir film, Deadpool.   

Me Before You

Me Before You ( IMDB : 7,7 )

Kitap uyarlaması filmlerin çokluğunun içinden sıyrılmayı başarabilmiş, karakterleri ile güldürmeyi başarabilen ve romantizmi sonuna kadar hissettirirken aynı zamanda aşırı dozda verdiği dramla da sizi bağlayan bir film, Me Before You.   

Alice in Wonderland

Alice in Wonderland ( IMDB: 6,5 )

Fantastik filmlere olan ön yargım hala devam etmekte, özellikle bu filmler çocuklara yönelik yapıldıysa. Nedense her filmi izlemeye elim gitmiyor, kötü çıkacak, beni çileden çıkartacak diye korkuyorum. Ancak bu filmi izlemekten alamadım kendimi. Belki yeni çıkan devam filmi Alice Through the Looking Glass’ın bunda etkisi olabilir. Herkesin, izlemese bile bir şekilde adını bildiği bir macera filmi var sırada, Alice in Wonderland.   

Joy

Joy ( IMDB : 6,6 )

Bir kadın başarı öyküsü, bir biyografi ve tabii ki gerçek bir hikaye olduğu için ama en çok bence Jennifer Lawrence olduğundan ilgi çektiğini düşündüğüm, benimse dikkatimi ilk kısımla çekmeyi başarmış ama genel başarı hikayelerinin arasında biraz sönük kalmış bir film, Joy.  

Endless Love

Endless Love ( IMDB : 6,3 )

Yine mi uyarlama? Hadi canım! Scott Spencer'ın 1979 yılında çok satan romanından aynı isimle 1981 yılında sinemaya uyarlanan film ne kadar tutmuş bilinmez ancak 2014 yılında yayınlanan günümüz uyarlaması için birkaç yorum yapmak mümkün. Aşk hikayelerinin zamansızlığını gösteren bir film, Endless Love.   

Love Story

Love Story ( IMDB : 6,9 )

Aşk filmlerinin kaynağı diyebilir miyiz bu film için? Yada birçok aşığın ilham aldığı bir film? Daha filmin başında sonunun ne olacağını anlatan bir filmi yine de izlemeye devam eder, hatta ondan keyif alabilir misiniz, özellikle filmin çıkmasının üstünden 46 yıl geçmişken? Herkese dokunabilen ve bunu yaparken de en klişe hikayeyi işleyen bir film, Love Story.   

The Man Who Knew Infinity

The Man Who Knew Infinity ( IMDB : 7,6 )

Biyografi aşıklarını tatmin edecek filmler bu sene de çıkmaya devam ediyor. Eskilerin üstüne çıkar mı, onları geride bırakır mı sizin beğeninize kalmış. Bir biyografi filmi olmakla birlikte aynı zamanda kitap uyarlaması olma özelliği de taşıyan film, Srinivasa Ramanujan’ın müthiş zekasını ve hayatını anlatıyor, Sonsuzluk Teorisi, The Man Who Knew Infinity.  

The Choice

The Choice ( IMDB : 6,4 )

Ara ara kabaran romantik drama aşkını her sene bastırmayı başaran, Nicholas Sparks kitaplarından uyarlanan filmler iyi ki var, değil mi ama? Geçen sene The Longest Ride ile son zamanlarda kötü giden uyarlamaları iki senedir toparlıyorlarmış gibi görünüyor ve bu filmde kabaran romantik drama aşkını elinden geldiğince bastırıyor, The Choice.   

A Beautiful Mind

A Beautiful Mind ( IMDB : 8,2 )

2015′te aramızdan ayrılan ünlü matematik dehası John Nash’in hayatını anlatan bir film. Belki bir biyografi filmi olduğundan, belki oyuncularından, belki de bana anlattığı hayattan çok etkilendim, bilemiyorum. Ama sadece bu filmi herkesin izlemesi gerektiğini düşünüyorum, Akıl Oyunları, A Beautiful Mind.   

Minions

Minions ( IMDB : 6,5 )

İlk iki filmi yani Despicable Me serisini izlemiş olmama rağmen buraya eklemeyi unutmuşum ama belki de bu filmi bekliyordum, kim bilebilir? Sevimli minyonlar ilk filmle müthiş sarı halleriyle, birden hayatımıza dahil oldular ve hepimiz onlara bayıldık ama bu küçük sarı yaratıkların nereden geldiği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Bu filmde ise minyonların nereden geldiğini öğreniyoruz, Minions.   

Çınar Ağacı

Çınar Ağacı ( IMDB : 6,2 )

İzlediğim en güzel Türk filmlerinden birini nasıl olmuş da şimdiye kadar paylaşmamışım hayret! Ağlamaktan helak olduğum, küçük ama dev oyuncusuna hayran kaldığım, kendi anneannemi özlemle hatırladığım, aşırı dokunaklı ve gerçek bir film, Çınar Ağacı.   

Something Borrowed

Something Borrowed ( IMDB : 5,9 )

Yarım kalan bir şeyler var… 5 yıl öncesine gidelim şimdi. Günümüzde karşımıza çıkmayan romantik komedilerin yerini eskilerle doldurmaya mı çalışalım bizde, ne yapalım? Kadrosu mükemmel, kendisi o kadar şahane olmasa da türü gereği bekleneni fazlasıyla karşılayan, karşınıza herhangi bir anda çıksa takılıp seyredebileceğiniz bir film, Ödünç Sevgili, Something Borrowed.   

Macbeth

Macbeth ( IMDB : 6,9 )

Tiyatro sevenlerin yorumunu merak ettiğim bir film olmamıştı şimdiye kadar! William Shakespeare’in muhteşem eserlerinden bir tanesi olan ve daha önce yanlış bilmiyorsam 9 defa beyaz perdeye uyarlanmış, bu seferde Justin Kurzel’ın imzasıyla karşımıza çıkan, iktidar hırsını ve bu hırsın getirdiği yıkımı anlatan derin bir film, Macbeth.   

Mustang

Mustang ( IMDB: 7,6 )

88. Akademi ödüllerinde en iyi yabancı film kategorisinde aday olmuş, ayrıca birçok yabancı film festivallerinden ödülle ayrılmış, son dönemin en çok konuşulan, iddialı filmlerinden olan, Türkiye'nin yadsınamaz bir gerçeğini değişik bir üslupla işleyen filmde sıra, Mustang.   

Carol

Carol ( IMDB : 7,4 )

Uyarlama filmler içinde, yapılan yorumlardan edindiğim bilgilere göre, kitabına fazlasıyla sadık kalan, hatta birebir işleyen, 1950′li yıllarda NewYork’ta eşcinsel bir aşk hikayesinin toplum tarafından yaşadığı zorlukları ve iki aşık arasındaki ilişkiyi çok sakin bir dille anlatan, günümüzde de hala tepkiyle karşılanabilecek bir konuyu işleyen bir film, Carol.   

Spotlight

Spotlight ( IMDB : 8,2 )

Hristiyanlık açısından işlenmiş, gerçek olaydan esinlenilmiş bir hikaye olsa da, insanın sadece işlenen din ve din adamları yada o kültür açısından bakmasını olanaksız kılan, insanın güvenebileceği tek şey olanı dini sömürenleri, kendi zevklerine alet edenleri, bu olayları meşrulaştıranlar ve örtbas etmeye çalışanları açığa çıkarmaya çalışan bir grup gazetecinin sessiz, sakin ama bir o kadar derin hikayesi, Spotlight.  

Room

Room ( IMDB : 8,3 )

Bu kadar durgun bir film olmasına rağmen soluksuz izlediğim, her verilen tepkiye karşı gözlerimin dolduğu, küçücük bir alanda geçmesine rağmen küçük oyuncu Jacob sayesinde o odayı büyütebildiğim ve  Brie Larson’un performansına hayran kaldığım, 118 dakikalık, Oscar’a layık, mükemmel bir film, Room.   

Snowpiercer

Snowpiercer ( IMDB : 7,0 )

Hayatınızın en garip tren yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız? Küresel ısınmayı durdurmanın bir yolunu bulunduktan sonra meydana gelen gelen aşırı soğumanın sonucu, dünyada kalan son insanlarla birlikte uzun bir trenle, hiç bitmeyecek bir yolculuk, Snowpiercer.  

Emma

Emma ( IMDB : 6,8 )

Jane Austen denince ilk akla gelen elbette Gurur ve Ön yargı oluyor. Belki kitabı değil ama filmini çoğu film sever biliyor ve beğeniyor. Benimse kitaplarından uyarlanan filmleri değilde kendi hayat hikayesinin anlatıldığı Becoming Jane filmi en çok hoşuma gidiyor. Yazar Austen, yazdığı kitaplar içerisinde en çok bunu sevdiğini söylemiş, Gurur ve Ön yargı’dan sonra ilk ekrana uyarlanan eseri de bu olmuş, bahsedeceğim film ise 1996 yapımı olan, Emma.  

Bridge of Spies

Bridge of Spies ( IMDB : 7,7 )

88. Akademi Ödülleri’nde en iyi film, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi özgün senaryo, en iyi film müziği, en iyi ses miksajı ve en iyi prodüksyon tasarımı dallarında aday olan, Tom Hanks ve Mark Rylance gibi büyük isimlerin yer aldığı, yaşanmış bir hikayeden esinlenilmiş film, Bridge of Spies.   

Her şey Aşktan

Her şey Aşktan ( IMDB : 7,4 )

Türk yapımlarından özgün eğlenceli, komik filmler çıkar mı bir gün bilmiyorum ama en azından var olan klişelere rağmen yine de güldürmeyi başarabilen filmler hala var. Hande Doğandemir, Şükrü Özyıldız ve Mithat Can Özer’in baş roller de olduğu, çoğunlukla güldüren ve yer yer özendiren bir film, Her şey Aşktan.  

Sicario

Sicario ( IMDB : 7,7 )

Film aslında başrol Emily Blunt’mış gibi gösterse de aslında üç büyük başrol içeriyor. Diğer ikisi Josh Brolin ve Benicio Del Toro. Suç, aksiyon ve benzeri vurdulu kırdılı filmleri pek sevdiğim söylenemez aslında ama bu film beni bir noktada yakalamayı başardı ve bayıldım, Sicario.   

Mistress America

Mistress America ( IMDB : 6,9 )

Komedi miymiş? Hadi canım! İzlerken türünü kesinlikle tahmin edemeyeceğiniz bir filmden bahsedeceğim şimdi size. Güldürse de bence fazlasıyla bir dram filmi olan, garip bir şekilde baş roldeki bayan oyuncuları sanki her gün görüştüğüm kişilermiş gibi hissettiğim, belki de 104 dakika gibi kısa bir süreye sahip olduğu için beğenebildiğim, Mistress America.  

Brooklyn

Brooklyn ( IMDB : 7,7 )

İzleyen her insanın bir şekilde duygularına hitap edeceğini düşündüğüm bir filmde sıra. 88. Akademi Ödüllerinde en iyi film, en iyi kadın oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo dallarında aday olan film daha önce Atonement filminde hayranlıkla izlediğim, bunun yanı sıra The Grand Budapest Hotel ve Hanna gibi birçok filmle dikkatleri çekmeyi başarmış ve genç yaşında en iyi kadın oyuncu ödülüne aday gösterilmiş Saoirse Ronan’ın baş rolde olduğu, aynı adlı kitaptan uyarlanan duygu yüklü film, Brooklyn. 

Suffragette

Suffragette ( IMDB : 6,9 )

2015 yılının verdiği mesaj açısından en etkili filmlerinden biri. Konusu, her daim güncelliğini koruyan kadın hakları. İngiltere’de kadınların seçme ve seçilme hakkına kavuşabilmek için verdiği mücadeleyi anlatan, sadece kadınlar tarafından değil erkekler tarafından da seyredilmesi gereken bir film, Suffragette.  

Spy

Spy ( IMDB : 7,1 )

Ocak ayının bitmesine daha 11 gün varken ayın en kötü filmini seçmekte hiçbir sakınca görmüyorum. Komedi filmlerinde güldürünün küfür ve cinsel öğeler ile yapılmaya çalışılması kadar saçma ve gereksiz bir şey olmadığını düşünüyorum. Acı yanı aslında bu film daha az küfürle de güldürebilecek iken neden böyle bir yol tercih edilmiş anlayamıyorum. Esasında güzel olan ama içeriğiyle kendini aşağı çeken bir film, Spy.   

The Big Short

The Big Short ( IMDB : 8,0 )

88. akademi ödüllerinde en iyi film dahil beş dalda aday olan, Michael Lewis’in 2008 ekonomik krizi sonrası yazdığı, gerçek bir olayı konu alan kitaptan uyarlanan, kimilerine göre anlaşılması zor, içinde bolca ekonomi ve finans terimleri barındıran, anlaşılabildiği ölçüde mükemmel bir film, The Big Short.   

And The Oscar goes to..

And The Oscar goes to.. 

Altın Küre ödülleri henüz verilmişken ve Oscar adaylarının açıklanmasına sayılı saatler varken geçen yıl izlediğimiz 2015 yapımı filmlere bir göz atmak istedim. Açıkçası benim için film açısından en iyi yıl değildi. Favorim olan 2014 yılı filmlerinde Oscar töreni de bir başka olmuştu. Birdman, The Imitation Game, Whiplash, Boyhood, Two Days One Night, Gone Girl, The Judge, Interstellar, Guardians of The Galaxy, Into The Woods, The Theory of Everything, The Grand Budapest Hotel, Selma, American Sniper gibi birçok mükemmel film 2014 yılında bizim olmuştu ve çoğu benim en iyiler listemde yerini aldı. Bu sene 2014 kadar verimli olmasa da heyecanla beklediğim güzel filmler olmadı değil.