8 Nisan 2015 Çarşamba

The Best of Me

The Best of Me ( IMDB : 6,6 ) 
Puanına aldanmayıp, bu tarz filmler genelde sevilmediğinden düşük puanlı olduğunu düşünerek izlemeye karar verdiğim bu filme ayırdığım zaman için üzüldüm resmen. Çok sert bir giriş oldu galiba, baştan alıyorum. Nicholas Sparks’ın yazdığı The Best of Me kitabından uyarlanan yönetmenliğini Michael Hoffman’ın yaptığı 2014 yapımı bir aşk filmi. Yazarın diğer 3 eseri olan The Notebook, Dear John ve Safe Haven’ın uyarlama filmlerini izlemiştim. Zaten The Notebook’u izlemeyen yoktur herhalde. Ama onların bundan bir farkı vardı. 
Konu şöyle; Dawson ve Amanda lise yıllarında birbirine aşık olan iki genç. İkisininde aileleri ile ilgili sorunları var. Başlarda tüm bunları arkalarında bıraksalar da Dawson’ın babası onları ayırmanın bir yolunu bulur. Aradan 20 yıl geçer. Dawson’a gençlik yıllarında evini açmış ve Dawson’ı oğlu yerine koymuş Tuck’ın ölümü ikisini yeniden bir araya getirir. Tuck’ın ikisine ayrı ayrı bıraktığı mektuplar aslında uzun zamandır bastırdıkları duygularını yeniden hatırlamalarına sebep olur. Ancak artık 20 yıl önceki o genç aşıklar değildirler. 
Konu aslında basit. Hatta fazla klişe denilebilir. Hepimizin bildiği zengin kız fakir oğlan aşkı. Kitapta da bu kadar yüzeysel mi işlenmiş olaylar bilmiyorum. Senelerdir bu konu defalarca işlendi sinemalarda ama yaratıcılık sıfır olunca konuda kurtaramamış filmi. Filmin süresi 118 dakika ve bu konuyu güzel bir şekilde seyirciye aktarabilmek için yeterli zamanları varken bunu başaramamışlar. Bunun belki en büyük sebebi oyuncular. Başta konuyu bilmediğinizden karakterlerin dış görünüşlerine yoğunlaşırsınız izlerken ama burada filmin en önemli unsurlarından birini hiçe saymışlar resmen. Karakterlerin 20 yıl önceki ve şimdiki halleri arasında birbiriyle uzaktan yakından bir bağlantı olmaması aşırı saçma bir durum olmuş. Her geçişte filme bağlanmanızı engelliyor ve dikkatinizi dağıtıyor resmen. Bu kadar benzersizlik hiçbir filmde karşıma çıkmamıştı. Benzerlikler bir yana gençlik dönemindeki oyuncuların oyunculukları da çok kötü. Genel olarak bu açıdan sınıfta kalmış bir film. 
En güzel yanı sanırım müzikleriydi. Yıl olmuş 2015 ve hala bu kadar klişe olayları sinemalarda izleyebiliyoruz. Diyeceğim o ki film vakit kaybı, bunu izleyeceğinize açın yeşilçam filmlerini izleyin. Puanım 6,0.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder