Delibal

Delibal ( IMDB : 7,9 )

Senenin son günlerine damgasını vuran ve uzun zamandır beklenen, çokça konuşulan, müzikleriyle ve özellikle başrol oyuncularının performanslarıyla merak uyandıran Medcezir’den aşina olduğumuz Ay Yapım imzalı, Ali Bilgin’in yönettiği ve Çağatay Ulusoy ile Leyla Lydia Tuğutlu’nun baş rollerinde olduğu yerli filmde sıra, Delibal.   

Ant-Man

Ant-Man ( IMDB : 7,5 )

Bilim kurgunun ne kadar geniş ve ne kadar mükemmel bir kategori olduğunu bu tarz hoşuma giden filmleri izlediğimde bir kez daha anlıyorum. Gerçekleşme ihtimali olan veya olmayan hiç fark etmez, eğer sizi bağlayabiliyorsa film kendine ve nasıl diye düşündürebiliyorsa kategorisinin hakkını veriyor demektir. Ve işte içinde bulunduğu macera-aksiyon-bilim kurgu kategorilerinin hakkını vermeyi başarmış bir film, Ant-Man.  

Inside Out

Inside Out ( IMDB : 8,4 )

Pek animasyon sevmeyen bendeniz bunca beğeninin bir sebebi vardır diye düşünüp bu animasyona bir şans verip filmi izledim. Yapılan yorumlara ve beğenilere göre bu sene kategorisinde birçok ödülü silip süpürecek gibi görünen Pixar yapımı bir animasyon macera filmi olan, çocuklara yönelik çok güzel bir film olduğunu düşündüğüm, Inside Out.  

Chappie

Chappie ( IMDB : 6,9 )

Bende garip benzerlikler çağrıştıran, son zamanların popüler konusu olan yapay zekayı işleyen, yönetmen Neill Blomkamp’ın yine kendi başarılı filmi District 9 ile fazlaca karşılaştırılan, kimilerine göre iyi kimilerine göre kötü bir filmde sıra, Chappie.  

Little Boy

Little Boy ( IMDB : 7,4 )

İnsanın insana yaptığı en büyük felaket olan savaşları çocukların gözünden görmek, zaten aşırı hassas olan bir konuyu daha da hassas ve etkileyici bir hale getiriyor. Ve bu filmde de II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan bir hikaye çocuk anlatıcı tarafından karşımıza çıkıyor, Little Boy.  

The Man from U.N.C.L.E.

The Man from U.N.C.L.E. ( IMDB : 7,4 )

Yılın gözde filmlerinden birinde sıra. Benim dikkatimi ‘David Beckham’da filmde oynuyormuş’ diye duyduğumda çeken bu film meğer 1964-1968 yılları arasında aynı isimle yayımlanan bir dizinin günümüz versiyonuymuş. Hikaye yine 60′lı yılların hikayesi ve aksiyonlu bir macera-komedi filmi, The Man from U.N.C.L.E.  

Mad Max: Fury Road

Mad Max: Fury Road ( IMDB : 8,2 )

1985 yılında çekilen Mad Max 2: Beyond Thunderdome filmi okuduğum kadarıyla döneminin yüksek bütçeli ve en bol aksiyon sahnesi içeren filmlerindenmiş. Hatta Mad Max: Fury Road çekilene kadar aksiyon filmleri içinde o filmin üstüne hiçbir film çıkamamış. Sene 2015. Aradan geçen 30 senenin ardından George Miller geri dönmüş ve kendi filmimin daha iyisini yine ancak ben yaparım demiş ve yapmış, Mad Max: Fury Road.  

Me and Earl and The Dying Girl

Me and Earl and The Dying Girl ( IMDB : 7,9 )

Benzerleriyle kıyaslanması haksızlık olan bir filmden bahsedeyim size. Kanserli hikayelerden çok uzak aslında. İşin içine komedinin de sokulabildiği, aslında ağır bir dram olan ender filmlerden. Farklı bir bakış açısıyla çekilmiş ve beni en çok bu yönüyle etkileyen Jesse Andrews’ın aynı adlı kitabından uyarlanan film, Me and Earl and The Dying Girl.  

Inside Llewyn Davis

Inside Llewyn Davis ( IMDB : 7,4 )

Oscar Isaac, Carey Mulligan, Justin Timberlake ve John Goodman gibi dikkat çeken ve birbirinden farklı oyuncuları bir araya getiren  Ethan ve Joel Coen kardeşler, folk müzik sevenleri mest edecek bir filme imza atmışlar. 1960 yıllarında geçen müzik ve dramın bir karışımı, Inside Llewyn Davis.  

Sevimli Tehlikeli

Sevimli Tehlikeli ( IMDB : 6,4 )

Aralık ayına yerli bir film ile başlıyoruz. Baş rollerin tatlılıktan öldüğü, Bollywood esintilerini barındıran, özellikle müziklerinde fazlasıyla hissettiren, Külkedisi masalı diye tabir edebileceğimiz ve isminden dolayı çoğu kişinin ön yargıyla yaklaşabileceği bir Özcan Deniz filmi, Sevimli Tehlikeli.  

Rust and Bone

Rust and Bone ( IMDB : 7,5 )

Son zamanlarda izlediğim en güzel, en etkileyici filmi paylaşıyorum sizinle. 2012 yılında yayınlanmış, ülkemizde 2013 yılında gösterime girmiş eski bir film aslında. Başrol oyuncularının ikisine de duyduğum aşırı hayranlıkla ilgisi yok bu beğenimin ama onlarla film bambaşka olmuş. Ve en önemlisi konu olarak da etkiliyor ve hayatınızdaki bazı şeyleri sorgulatıyor. Cannes Film Festivali ‘12 açılış filmi, De rouille et d'os, Rust and Bone.  

Blue Valentine

Blue Valentine ( IMDB : 7,4 )

Hikayesi üzerine yönetmen Derek Cianfrance tarafından 11 yıl çalışılmış, uzun uzun düşünülmüş, oyuncuları seçilirken ince elenip sık dokunmuş ve yazarı için herhalde en önemli projelerinden biri olan, etkileyici, iki tarafa da ayrı ayrı bakılması gereken ve çokça çıkarımlar yapılabilecek bir Ryan Gosling ve Michelle Williams filmi, Blue Valentine.  

Pek Yakında

Pek Yakında ( IMDB : 8,0 )

“Cem Yılmaz Klasiği” nedir sanırım artık hepimiz biliyoruz. Yayınlanan son filmi diyecektim, yeni filmi Ali Baba ve 7 Cüceler’in vizyona girdiğini unutarak ama hatırladım. Her neyse, yine bir klasikle karşı karşıyayız. Konu Hokkabaz’da olduğu gibi biraz farklı ancak beni yeterince tatmin etmeyen bir film, Pek yakında.  

Cinderella Man

Cinderella Man ( IMDB : 8,0 )

“İzlemeye dayanamadığım boks çevresinde dönen bir filmden bu kadar etkileneceğimi, gözlerimin dolacağını tahmin etmezdim. Bu kadar içim acıyarak, bir an önce bitsin de rahatlayayım diye düşünerek seyrettiğim bir film olmamıştı sanırım uzun zamandır. Niye bu zamana kadar bekletmişim bu filmi bilmiyorum. Hala izlemeyenler varsa kesinlikle izlemeli. Not: Filmin sonunda çalan müzik de mutlaka dinlenmeli.”  diye yazmışım Temmuz ‘14 de. Benim en iyiler listemde her zaman yer bulacak muhteşem bir film, Cinderella Man.  

Crazy, Stupid, Love

Crazy, Stupid, Love ( IMDB : 7,4 )

Aklımda bir kaç sahnesiyle yer edinmiş, kadrosu mükemmel bu filmde sıra. Bazı filmleri gerçekten oynayan oyuncular izlettiriyor. Ryan Gosling, Steve Carell, Julianne Moore, Emma Watson, daha fazla saymama gerek yok herhalde. Tam bir pazar sineması. Söylemesi benden izlemesi sizden, Crazy, Stupid, Love.  

Silver Linings Playbook

Silver Linings Playbook ( IMDB: 7,8 )

Fotoğraflarla anlaşılamayacak bir filmi paylaşıyorum sizinle şu an. Kesinlikle izlemeden anlayamayacağınız bir film. Atomu parçaladıklarını söylemiyorum filmde, evet, romantik komedi, birazda dram ama farklı işte. Önceden izlediklerinize hiç benzemiyor. Oyuncuların bence kendilerini buldukları ve bundan sonraki tüm rollerinde bu filmin etkisi varmış gibi hissedeceğiniz bir film, Silver Linings Playbook.

Limitless

Limitless ( IMDB : 7,4 )

Keşke gerçek olsa, hayat bayram olsa dediğimiz bir film daha! Hazır dizisi de yeni başlamışken sizlere unuttuğum bir filmi hatırlatmak, anlatmak istedim. Bradley Cooper ve Robert De Niro’lu bu güzel film aslında bir çok esinlenmelere sebep olmuş. 2014 yılında çıkan ve benimde sizlerle paylaştığım Scarlett Johansson’un baş rolde olduğu Lucy filmi bir nevi kopyası sayılabilir bu filmin. Neyse ki başı, sonu, kurgusu değişik, farklılıklar var. Ama tabii ki taklitler asıllarını yaşatır mantığıyla yaklaşıyorum, hiçbir taklit aslının yerini tutmaz diyorum ve sizi bu güzel filmle baş başa bırakıyorum, Limitless.  

The Last Five Years

The Last Five Years ( IMDB : 5,9 )

Tam bir müzikal filmi arayanlara! Les Miserables ile kıyaslamıyorum tabii ki ama eğer sizde benim gibi onu izlediğinizde filmin tamamen müzikal olmasına bayıldıysanız  bu filme de puanına bakıp karamsar yaklaşmayacağınızdan eminim. Anna Kendrick ve Jeremy Jordan filmi sırtlanan iki oyuncu, bize hikayeyi değişik bir şekilde anlatıyor ve karşımıza 5 yıllık bir aşk hikayesi çıkıyor, The Last Five Years.  

When in Rome

When in Rome ( IMDB : 5,5 )

Arka arkaya gelen Kristen Bell filmlerinden ben sorumlu değilim. Televizyonda yeniden karşıma çıkan bu filmi nasıl oldu da atladım bilmiyorum ama gerçekten eğlenceli bir romantik komedidir kendisi. Josh Duhamel ve Kristen Bell’in baş rolde olduğu ve mükemmel şehir Roma’da geçen bu filmde sıra, When in Rome.  

Veronica Mars

Veronica Mars ( IMDB : 6,8 )

2004 - 2007 yılları arasında yayınlanan Veronica Mars dizisini hatırlayanlar el kaldırsın! Üniversite zamanımda yani dizi bittikten yaklaşık 3 - 4 sene sonra karşıma çıkan bu diziye anlamsız bir şekilde aşık olmuştum resmen. Otursam baştan tekrar izlerim yine, o derece. Başrol Kristen Bell’in o güzelliği mi bağladı beni diziye yoksa o kısa boyu, çıtı pıtı halleriyle yapabildikleri mi bilmiyorum. Ama filmi çıkacağını duyduğumda nasıl heyecanlandığımı hatırlıyorum. Yarım bir şekilde biten diziye güzel bir son yapalım demişler ve işte aynı isimle bu filmi yayınlamışlar, Veronica Mars.  

War Horse

War Horse ( IMDB : 7,2 )

Sene 2012, bu filmi nerede, ne zaman, nasıl izlediğimi o kadar net hatırlıyorum ki! Merakla beklemiştim çünkü bu filmi ve izlediğimde o kadar etkilenmiştim ki, o anla ilgili bütün ayrıntılar aklıma kazınmış resmen. Atların ne kadar muhteşem ve asil hayvanlar olduğunu sanırım hepimiz biliyoruzdur. Bir çiftliğim olsa diye özenmem de keşke bir atım olsa diye özenirim hep. Belkide korkmadan temas kurabildiğim tek hayvan olduğu içindir. Birbiriyle enteresan bir bağ kurmuş Albert ve Joey’nin, atlı bir filmden beklenmeyecek derecede etkileyici öyküsü var işte bu filmde, War Horse.  

The Martian

The Martian ( IMDB : 8,4 )

Uzayda olan bir insanın yerinde olmak, Mars’ın bütün ilklerini yapmak, bastığı her kara parçasına basan ilk belki de tek kişi olmak istediniz mi hiç? Ben deli gibi istedim ve sadece rol de olsa Matt Damon’ı o kadar kıskandım ki! Mükemmel bir görselliği ve belki de en gerçekçi uzay filmlerinden biri olan bu filmi izlediğim için ve hatta daha da iyisi kitabını okuduğum için o kadar mutluyum ki, ömürlük bir film ve kitap kazandım resmen. İşte o muhteşem film, The Martian.  

Midnight in Paris

Midnight in Paris ( IMDB : 7,7 )

Beni şaşırtan filmlere olan hayranlığımı anlatmaya kelimeler yetmez. İzleyeceğimi düşündüğüm şeyden çok farklı bir türde karşıma çıktı ve beni şaşırtan diyorum ama bu tarif biraz zayıf kalır, beni büyüleyen desem daha doğru olur sanırım bu film için. Woody Allen farkıyla bambaşka bir hikayesi olan yıldızlarla dolu mükemmel bir film, Midnight in Paris.  

I Origins

I Origins ( IMDB : 7,3 )

İlk yarısı dram ikinci yarısı bilim üzerine işlenen ve bilim ve inançlar üzerine kurulu, gerçek araştırmalara yönelik bir film, I Origins. Yeni oyuncuları izlemenin verdiği keyfin yanında filmi de şahane bulmak nasıl bir şanstır, değmeyin keyfime. 

Easy A

Easy A ( IMDB : 7,1 )

Emma Stone’un tek başına tüm yükü sırtına aldığı ilk filmdir herhalde. Büyük bir işin altına girmiş ve bunu komedi kategorisinde yapmak istemiş. Kendisinin mükemmel jest ve mimik kullanma kabiliyetini göz önüne alırsak çokta iyi yapmış, çünkü işin üstesinden gelmiş. Klişe olan bir konuya farklı açıdan bakan güzel bir liseli komedi filmi, Easy A. 

Tomorrowland

Tomorrowland ( IMDB : 6,6 )

Walt Disney filmi olunca bir heves izlemeye oturduğunuz filmler de izlediğiniz en kötü filmler listesine girebilir. Bu dünyada her şey mümkün, inanın. George Clooney ve Britt Robertson filmin başrol oyuncuları. 2015 yılı aksiyon, macera filmi, Tomorrowland. 

Entourage

Entourage ( IMDB : 6,9 )

2004-2011 yılları arasında yayımlanan aynı adlı komedi dizisinden uyarlanan film eğer benim gibi konudan bihaberseniz biraz hatta fazlaca boş gelebilir. Ama diziyi izlediyseniz eğer eminim sizi tatmin edecektir. Aynı kadroyla yeniden karşınızda olan ekip ve aynı isimli film, Entourage. 

Far from the Madding Crowd

Far from the Madding Crowd ( IMDB : 7,2 )

Aylardır beklettiğim, izlemeye kıyamadığım, kitabını Thomas Hardy’nin yazdığı ve bir solukta okuduğum, aynı adla uyarlanan bu güzel filmi sonunda izlemiş bulunmaktayım. Sempatikliğine bayıldığım Carey Mulligan ve oyunculuğuna, karizmasına hayran olduğum  Matthias Schoenaerts’in baş rollerini paylaştığı bu güzel film Eylül ayına kısmetmiş, Far from the Madding Crowd. 

Gone Girl

Gone Girl ( IMDB : 8,2 )

Bir seneye yakın zamandır ertelediğim bu filmi sonunda izleyebildim. Yine izledikten sonra kitap uyarlaması olduğunu öğrendiğim, Gillian Flynn’in aynı adlı romanından uyarlanan ve filmin donukluğuna rağmen baş rollerin bu kadar güzel seçilmiş olmasına hayran kaldığım film, Gone Girl. 

Freedom Writers

Freedom Writers ( IMDB : 7,5 )

Şu dünyada sanırım başarılması en zor şey fikirleri değiştirmektir ve savunulması en zor şeylerden de biridir özgürce düşüncelerini ifade etmek. Bunu başarabilenlere ve baskı altında olanları özgürlüklerine kavuşturanlara her zaman saygıyla ve hayranlıkla bakıyorum. Çoğu kişiye göre bir Amerikan klişesi olarak görünse de, temelinde gerçek bir başarı hikayesi barındıran bir film, Freedom Writers. 

50/50

50/50 ( IMDB : 7,7 )

İzlemeden önce konusunu hiç okumadığım zaman filmlerin, beni fazlaca şaşırtabiliyor izlediğimde. Bu filmde de öyle öyle oldu nitekim. Romantik komedi, aşklı meşkli bir şeyler olacak diye beklerken bir dramın ortasına düştüm. Hemde ağır bir dramın. (500) Day’s of Summer’dan hatırladığımız  Joseph Gordon-Levitt’in baş rolde olduğu, kanser olduğunu öğrenen bir adamın hikayesini anlatan bu filmde sıra, 50/50. 

Before We Go

Before We Go ( IMDB : 7,1 )

Pek sevgili, yakışıklı aktörümüz Chris Evans’ın ilk yönetmenlik deneyimi olan çokça esinlenme içeren, esinlendiği filmler kadar mükemmel olmasa da hafızalarda sakinliğiyle, başrol oyuncularının uyumuyla ve müzikleriyle yer edinecek, Chris Evans için başarılı bir ilk diyebileceğimiz film, Before We Go. 

Halam Geldi

Halam Geldi ( IMDB : 6,7 )

Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan “Çocuk Gelin” gerçeğini işleyen ve fazlaca dram içeren, oynayan çocuk oyuncuların kendilerinden beklenemeyecek bir ustalıkla rollerinin üstesinden geldikleri ve aslında “Doğu Sorunu” olarak düşündüğümüz bu olayın doğu-batı fark etmeksizin bir Türkiye sorunu olduğunu yüzümüze çarpan gerçek bir film, Halam Geldi.  

The English Patient

The English Patient ( IMDB : 7,4 )

‘96′dan kalma dolu dolu bir aşk film, her anıyla, her haliyle. Aşkı arayanların, kaybedenlerin, geç kalanların, yeni bulanların, hep sevenlerin ve seveceklerin hikayesi, The English Patient. 

Aloha

Aloha ( IMDB : 5,5 )

Bu aralar neden fikirlerim insanlarla bu kadar uyumsuz gerçekten anlam veremiyorum. Filmle ilgili hangi eleştiriyi okursanız okuyun hepsinde yerden yere vurmuşlar. Film kadrosuna göre vasat bir film olabilir ama o derecede kötülemeyeceğim ben. Özellikle kadın baş roller Emma Stone ve Rachel McAdams’ın hatırına bunu yapmayacağım. Aloha. 

Sense & Sensibility

Sense & Sensibility ( IMDB : 7,7 )

Jane Austen’ı özledim diyorsanız eğer benimde yeni izlediğim ve kendisinin ilk kitabı olan Sense and Sensibility özleminizi giderecektir. Kendi imzası, kitaplarından uyarlanan filmlerde bile belli olan bu yazarın hala kitaplarını okumamış olmak benim ayıbım olsun, hadi ben size biraz filmden bahsedeyim. 

Senden Bana Kalan

Senden Bana Kalan ( IMDB : 6,6 )

Hikaye orijinal midir, alıntı mıdır, çalıntı mıdır bilmem ama tam bir Türk klişesi olduğu kesin. Var olan tüm klişelerine rağmen bana kendini sevdirdiği de kesin. Her ne olursa olsun bir film için en önemli faktördür oyuncular, oyunculuklar. Ve ben Neslihan Atagül ve Ekin Koç’u bir arada çok sevdim. İşte bir yerli film klişesi, Senden Bana Kalan. 

6 Years

6 Years ( IMDB : 5,5 )

Yeni yeni yüzlerin baş rollerde olduğu, romantik drama türündeki “teenage” olarak tabi edilebilecek, benim gibi romantik film seven biri için bile fazlaca saçmalık içeren, 85 dakikalık süresinden de anlaşılacağı üzere vakit geçirmelik bir film olmaktan öteye geçemeyen bir filmde sıra, 6 Years.

Top Gun

Top Gun ( IMDB : 6,8 )

1986 yılının filmi. Benim için Tom Cruise’u tanıdığım filmdir bu film. Üniformalı erkeklere hayran kaldığım filmdir. Benim için bir klasiktir ve kendi dönemini anlatır bir nevi. Seneler önce izlemiş olmama rağmen geçenlerde televizyonda denk gelip izlediğim bu filmi yorumlamadan geçmek olmaz. Sırada Top Gun.  

Sherlock - S02E01

Sherlock ( IMDB : 9,3 ) 

S02E01 : A Scandal in Belgravia ( IMDB : 9,4 )

Uzun bir aradan sonra yeniden Sherlock’a dönüş yapıyorum. Sindire sindire izlemek ve bölümleri bir anda tüketmemek lazım. Zira bölüm sayımız hem az hemde neredeyse 10 yılda bir yayınlanıyor yeni sezon. Elimde an itibariyle 5 bölüm kaldı. Yeni bölümün yayınlanma tarihi de 2017′ye ertelendiğine göre önümde izlemek için baya uzun bir zaman var.  

Sunshine Cleaning

Sunshine Cleaning ( IMDB : 6,9 )

Kadının yaşadığı zorluklarla ilgili klasikleşmiş bir hikayeyi farklı bir olay örgüsü üzerinden anlatan yer yer komik yer yer dramatik ve bol kanlı bir film,  Sunshine Cleaning. Amy Adams, Emily Blunt, Alan Arkin ve Jason Spevack’ün canlandırdığı gayet samimi oyunculuklarla ve 80 dakikalık süresiyle vermek istediği mesajı dolandırmadan net bir şekilde veren güzel bir film. 

Artificial Intelligence: AI

Artificial Intelligence: AI ( IMDB : 7,1 )

Artificial Intelligence: AI, Türkçe adıyla Yapay Zeka, 2001 yapımı Steven Spielberg’ün yönetmen koltuğunda oturduğu drama ve bilim kurgu filmi. Haley Joel Osment, Jude Law, Frances O'Connor gibi isimlerin baş rollerde olduğu 146 dakikalık film. 

Juno

Juno ( IMDB : 7,6 )

Türkiye sınırları içerisinde her kim olursa olsun filmde anlatılanlar elbette enteresan gelecektir. Bize göre fazla rahat olan bu film kendi ülkesindeki gerçekliklerle değerlendirilirse ancak o zaman verilen puanı hak etmiş olabilir. Aksi taktirde herkes benim gibi düşünecektir. İşte Ellen Page, Michael Cera, Jennifer Garner ve J. K. Simmons’lu filmde sıra, Juno. 

Suite Française

Suite Française ( IMDB : 6,9 )

Türüyle alakalı olsa gerek bu tarz filmler beni çok etkiliyor. Üstüne film esnasında sergilenen oyunculuklar, yaratılan atmosfer, müzikler, kıyafetler, tüm bunların hepsi mükemmel bir şekilde seçildiğinde filmde haliyle mükemmel oluyor. Suite Française, Türkçe adıyla  Aşk Uğruna, oynayan bütün oyuncuların rolüyle bütünleştiği muhteşem bir yapıt olmuş. Oyuncuların hiçbirini ayırmak mümkün değil ancak başrol oyuncularını söylemek lazım, çünkü film bittikten sonra üzerinizde en büyük etkiyi Michelle Williams ve  Matthias Schoenaerts bırakıyor. 

Seni Seviyorum Adamım

Seni Seviyorum Adamım ( IMDB : 4,6 )

Şimdi size hayatımda izlediğim en kötü filmden bahsedeceğim. Aslında başta bu filmle ilgili hiçbir şey yazmamayı düşündüm ama sonra ben yandım başkaları yanmasın diye yazmaya karar verdim. Asuman Dabak, Ayşen Gruda, Yıldız Kültür gibi muhteşem oyunculara rağmen dönemde popülaritesi yüksek diye seçilen başrol oyuncuları Gizem Karaca ve Barış Kılıç’ın bu kadar kötü performanslarıyla ve saçma bir senaryoyla ancak bu kadar kötü bir film ortaya çıkabilirdi.