27 Kasım 2015 Cuma

Rust and Bone

Rust and Bone ( IMDB : 7,5 )
Son zamanlarda izlediğim en güzel, en etkileyici filmi paylaşıyorum sizinle. 2012 yılında yayınlanmış, ülkemizde 2013 yılında gösterime girmiş eski bir film aslında. Başrol oyuncularının ikisine de duyduğum aşırı hayranlıkla ilgisi yok bu beğenimin ama onlarla film bambaşka olmuş. Ve en önemlisi konu olarak da etkiliyor ve hayatınızdaki bazı şeyleri sorgulatıyor. Cannes Film Festivali ‘12 açılış filmi, De rouille et d'os, Rust and Bone.  

5 yaşındaki oğlunu alıp ablasının yanına doğru yolculuğa çıkan Alain yani Ali ve balina eğitmeni Stephanie, farklı yönlerden aynı duyguyu yaşayan iki kişidir. Hayata karşı sert bir duruşu olan ve hissetmeden yaşayan bir nevi duygu yoksunu Ali ile yaşadığı kötü bir olay sonucu iki bacağını da kaybeden yani fiziksel açıdan yoksun olan Stephanie. İkisininde birbirinden farklı hayatları varken gece kulübünde tesadüfi bir şekilde tanışırlar ancak ikinci görüşmeleri ikisininde asla tahmin edemeyeceği bir şekilde gerçekleşir. Birbirlerini oldukları gibi kabul etmeye ve birbirleri için ne olduklarını çözmeye çalışan bu iki kişi, hayatlarında eksik olan şeylerin bir şekilde yerini doldurmayı en acı yollardan öğrenirler.
Filmin içinde bazı sahneler var ki insanı nasıl etkilediği belli değil! Müthiş bir şekilde kurgulanmış ve sahnelenmiş. Bu sahnelerin sayısının birden fazla olması filmin etkileyiciliğini arttırmış. Hikayenin başrol yani Ali üzerinden yürümesinin yanında aslında Ali’nin hikayesi kadar Stephanie’nin ki de çok trajik ve duygusal. Yaşarken kıymetini bilmediğimiz şeylerin eksikliği, filmde fazla göze batmadan, dramı abartmadan ama aynı zamanda bu eksiklikler basitleştirilmeden çok etkileyici bir şekilde anlatılmış. Ben, şu an o kadar çok sahne sayabilirim ki beni etkileyen. Ama eminim izlediğinizde sizde bu sahnelerin en etkileyici olanları hangileri tahmin edebileceksiniz.
Marion Cotillard ve Matthias Schoenaerts! Son zamanlarda hayranlıkla takip ettiğim iki oyuncu ve bence şu an bu ikisinden iyisi yok! O kadar büyük konuşuyorum! Her filmlerinden ayrı bir şekilde etkileniyorum. Verdikleri duyguyu öyle noktalara taşıyorlar ve her filmde öyle farklı kılıklara bürünüyorlar ki hayran olmamak elde değil. İleride çok daha fazla filmde göreceğimizden eminim.
Craig Davidson'ın kısa hikayesinden uyarlanmış film. Hikayenin orijinal halini bilmiyorum ancak bu hali çok güzel olmuş. Kesinlikle izlemeniz gereken bir film. Puanım, 8,0. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder