Ant-Man ( IMDB : 7,5 )
Bilim kurgunun ne kadar geniş ve ne kadar mükemmel bir kategori olduğunu bu tarz hoşuma giden filmleri izlediğimde bir kez daha anlıyorum. Gerçekleşme ihtimali olan veya olmayan hiç fark etmez, eğer sizi bağlayabiliyorsa film kendine ve nasıl diye düşündürebiliyorsa kategorisinin hakkını veriyor demektir. Ve işte içinde bulunduğu macera-aksiyon-bilim kurgu kategorilerinin hakkını vermeyi başarmış bir film, Ant-Man.
Hapishaneden yeni çıkmış ve tek amacı artık sadece kızına iyi bir baba olmak olan Scott Lang yani Ant-Man, paraya ihtiyacı olduğundan yine hırsızlık yapmak zorunda kalır. Ancak bu yaptığı evini soyacağı kişi tarafından tezgahlanmış bir hırsızlıktır. Dr. Hank Pym bu şekilde Scott’a ulaşır ve Scott’tan, bir zamanlar oğlu gibi gördüğü ama sonradan keşfettiklerini dünyanın sonunu getirecek kötü adamlara satmak istediği için uzaklaştığı Darren Cross’tan bir şey çalmasını ister.
Hayali kahramanlara doyamıyoruz. Süper güçleri olan her kahraman tabii bize gerçekmiş gibi hissettirdiği sürece bizim için hayranlık uyandırıcı oluyor. Ant-Man’de öyle. Var olan süper kahramanların arasından küçücük boyuyla sıyrılan bir karınca adam, kızını kurtarmak amacıyla girdiği bu zorlu görevle gönülleri fethediyor. Filmin içinde yapılan mizah ve göndermelerle izleyicide ayrı bir keyif yaratıyor. Guardians of the Galaxy tarzında bir film olan ancak gerçek dünyayla ilişkisi daha fazla olan bir film diyebiliriz aslında Ant-Man için. İçinde bir miktar klişe barındırsa da hangi filmde yok ki denip gözardı edilebilir bunlar. Yalnızca sonunun daha vurucu bitmesini isterdim filmin, o kısım beni tatmin etmedi ancak onun dışında vadettiklerini gerçekleştirdi.
Friends’te izleyip tanıdığım Paul Rudd’a karşı belki Friends’e aşık olduğumdan aşırı bir sempatim var ve belkide bu filmde de o sempatik halini koruyabildiğinden Ant-Man’i sevdim. Herkesin sebebi farklı olabilir, bu filme bence şans vermeniz gerekir. Puanım, 7,0.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder