Maleficent ( IMDB : 7,1 )
Bu filmi anlatmaya geçmeden önce kısa bir şekilde uyuyan güzel masalını hatırlatmak isterim size. Bundan yıllar önce uzak ülkelerin birinde bir kralla güzeller güzeli bir kraliçe yaşıyordu. İyi yürekli kraliçenin hayattaki en büyük dileği bir çocuk sahibi olmaktı. Sonunda bu dileği gerçekleşti ve güzel bir ilkbahar sabahı harika bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Prensese doğumunu kutlamak için bir şenlik düzenlendi. Bu şenliğe o ülkedeki bütün insanlar ve periler davet edilmişti. İyilik perileri beşiğin çevresinde toplanmıştı. Kimi ona güzellik, kimi akıl, kimi de cömertlik armağan etti. Fakat büyük bir talihsizlik olmuş ve yaşlı bir periyi şenliğe davet etmeyi unutmuşlardı. Bütün konuklar neşe içinde eğlenirken yaşlı peri birden ortaya çıkıverdi.
Şenliğe davet edilmediği için çok kızmıştı. Öfkeyle küçük prensesin beşiğine yaklaşarak “On altı yaşına geldiğinde parmağına bir çıkrık iğnesi batacak ve öleceksin.” dedi. Oradaki herkes şaşkınlıktan donakalmıştı. İşte tam bu sırada henüz dilekte bulunmayan perilerin en genci ileri atıldı. “Üzülmeyin, yavrunuz ölmeyecek. Küçük prenses yüz yıl sürecek derin bir uykuya dalacak ve bir prens gelip onu öptüğünde bu uzun uykudan uyanacak.” Mutlu bir hayat süren prenses her gün biraz daha büyüyüp güzelleşiyordu. Aradan yıllar geçmiş ve güzel prenses on altı yaşına gelmişti. Çok meraklanan prenses tanımadığı garip alete dokunmak istedi ve eline alır almaz çıkrık iğnesi eline battı. Kötü kehanet sonunda gerçekleşmiş, prenses derin bir uykuya gömülmüştü.
Şenliğe davet edilmediği için çok kızmıştı. Öfkeyle küçük prensesin beşiğine yaklaşarak “On altı yaşına geldiğinde parmağına bir çıkrık iğnesi batacak ve öleceksin.” dedi. Oradaki herkes şaşkınlıktan donakalmıştı. İşte tam bu sırada henüz dilekte bulunmayan perilerin en genci ileri atıldı. “Üzülmeyin, yavrunuz ölmeyecek. Küçük prenses yüz yıl sürecek derin bir uykuya dalacak ve bir prens gelip onu öptüğünde bu uzun uykudan uyanacak.” Mutlu bir hayat süren prenses her gün biraz daha büyüyüp güzelleşiyordu. Aradan yıllar geçmiş ve güzel prenses on altı yaşına gelmişti. Çok meraklanan prenses tanımadığı garip alete dokunmak istedi ve eline alır almaz çıkrık iğnesi eline battı. Kötü kehanet sonunda gerçekleşmiş, prenses derin bir uykuya gömülmüştü.
Malefiz bizi bu masalın en başına götürüyor. Ve bize Malefiz’in neden bu kadar kötü kalpli bir periye dönüştüğünü anlatıyor. Daha çocukken Malefiz’i kandıran insanların, bu kötü büyü üstüne kin ve nefretten gözü dönmüş düşmanlara nasıl dönüştüğünü gösteriyor. Temelde yine insanoğlunun kötülüğü var aslında. Ve insanın içindeki hırs, kin, nefret gibi büyük duyguların her şeyi mahvedebileceğini anlatıyor.
Disney’in en korkunç karakteri olarak gösterilen Malefiz, filmde bunu pek gösterememiş aslında. İçten içe hep iyilik düşünen ve hala merhamet duygusu olan bir peri filmde. Bunun dışında en sevdiğim karakterlerden biri Malefiz’in sadık dostu Diaval oldu. Ne olursa olsun yanından ayrılmadı hiç. Ve filmin sonlarına doğru masalda da anlatılan gerçek aşk olgusu çok güzel işlenmiş. Filmde sizi ters köşe yapabilecek bence tek nokta bu olabilir diye düşünüyorum.
Güzel prenses yada yakışıklı prens aramasın gözleriniz filmde çünkü yok. Ama Angelina Jolie özleyenler izlesin derim. Güzel bir masal ve her masal gibi mutlu sonla bitiyor. Puanım 7,0.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder